30 Haziran 2011 Perşembe

öylesine bi not işte... ( adam yazmış ya ona razı olmak varken nedir bu başlık derdi bi de )

Sende olmayanlar toplamıydı hayatım ve bana bulaşmayanlarla örülüydü yaşamın!

Sıfatına "yeni" dediğim her duygu,sende eski bir yaranın adıydı.Ben aşk kanamalı gecelerde öleceğim korkusuyla yaşarken,sen her yaralanmada,sabra durmayı başaracak kadar iyi biliyordun merhemini ya da kendini iyileştirmeyi!

Benim şaşkınlıkla karşıladığım her şeye,"yine"görmüş olmanın alışkanlığıyla bakıyordun...
Sana geldiğim yol,yeni bir yoldu benim için.Sanki hiç gidilmemiş...Bense o yolun ilk yürüyeniydim.Bana geldiğin yol,aşk izlerinle doluydu.Bir dolu aşkın izini örtüyordu şiirlerin.Gelmek eylemi pörsümüştü adımlarında...Oysa ben,gelişini "milat" sayacak kadar başlıyordum aşka...

"Biz" olmaya yetmeyecek kadar çoktu engelimiz...Aşılan her engelle daha çok "biz" oluyorduk ama...Birlikte vardığımız her noktada,birbirimizi yitirmekle başlıyorduk yaşamaya.
Alıştığımız kayıplar yetmiyordu da bizi bizde silmeye.Birbirimizin içinde ölmemiz,imkansız bir Azrail işiydi...Nasil yer etmiştik içimizde?Sen öyle uzak,ben böyle çocuk...Hiçbir şarkıda anlatamazken halimizi ve sığınamıyorken de birbirimize;kim avutur bizi ya da kim anlar?

Her çoğul kavgada yerini buldu yaralı geçmişimiz...
Unutma özürlü hafızalarımız içimize aşk oldu,dışımıza kin!Bizi küskünlükler bağladı,aşk ayırdı...
Seni seviyorum'lar düştü dilimize her bağırışın ardından...
Seni seviyorum'lar düştü dilimizden,ellerimiz ellerimizdeyken.....

Ve...

''sabrımın apoletleriydi göğsümde taşıdığım tüm küfürler''

(2 Nisan 2011, Sarıgöl)